17 Mart 2011 Perşembe

Zon Tor Haruma..

Uzak bir ülkenin ilk özgürlük günü gibiydi,o an..
Tahminlerimin erişemediği kadar yükseklerdeydi..
Bir ufak huzme gibi geçerdi her sabah,akşama doğru;
Hüzün kokardı,
Yollar susardı..
Anıtlar dikilirdi yiten her güneşin ardından.
Bin yıllık sefaletin sonucuydu,bir günlük varoluş..
Bir kaç dost,üç dört yabancı,beş tüccar konseyiydi sessizlik.
Hint halıları gibiydi zaman,eskidikçe değerlenen.
Tüm felsefelerin çöküş sebebiydi o;
Fizik kanunlarının kalanı.
Bilinmezliğin en bilinen kör noktasındayken ağarırdı gün.
Gizli bir tapınaktı,benim görebildiğim.
Geçiş kapılarının aralandığı bir metro istasyonunun yeşil duvarları gibiydi asır döngülerinin kaybı.
Herşey öylesine barizdi ki;
öylesine basit..
Öylesine yaşlanmıştım,
Öylesine gelmek üzereydi yanıma.
Bir palmiye ağacının yapraklarını saymak için kim uğraşırdı ki.
Kuru dilimin ıslak ıslığındaki bir frekanstı o;
dilim paklanmış,
saçım aklanmış,
ben yitmiş olsam bile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder